Takvime baktım da , doldu gözlerim…
Bir yıl daha tükenmiş demek , koca bir yılı daha harcamışız ömürden …
Kabir kapısı biraz daha aralandı, nefesler azaldı..
Cenneti garantilemiş, cehennemden Azad edilmiş gibiyiz…
Biz ağlarken eğlenmeyi nerden öğrendik ?
Bir yılı daha tükenince ömürden, kutlama yapılması gerektiğini kim anlattı bize?
Kimden öğrendik çam ağaçlarını kesip üzerine
Hristiyan sembolleri asmayı?? Mutlu yıllar demeyi , çorap içinde hediye vermeyi, kadeh tokuşturmayı kimden öğrendik???
Kim öğretti bize sarhoş, zinakar bedenlerle
bir gece geçirince bütün yıl mutlu olunacağını…
Bize şah damarımızdan yakın bir Rabbimiz varken,
kuru bir ağacın dalına Kurdela bağlayıp
dilek dilemeyi, nerden öğrendik ???
Rezzak olan Rabbe dua ve tevekkül etmek dururken,
piyango biletinden medet ummayı kimden öğrendik …?
Bizim geceleri kalkıp Namaz kılan, hatimler indiren , nur yüzlü dedelerimiz ve ninelerimiz vardı ..
Annemiz babamızda bilmezdi kafire benzemeyi…
Peki ya biz, o kan kırmızı kiyafetli sinsi bakışlı adama Noel Baba demeyi. Ona muhabbet etmeyi kimden öğrendik …??
Müslüman çocuklar , kadınlar , yaşlılar ; zalimlerin ateşi göklere ulaşan bombalarla katledilirken, biz o zalimlerin Bayramlarını havai fişek patlatarak kutlamayî, mazlumların kanları üzerinde alem yapmayı kimden öğrendik ??
.
Secde etmek, gözyaşlarıyla dua etmek ,
haramlardan yılandan kaçar gibi kaçmak ,
Rasulullah Aleyhisselam ‘ın izinden gitmek,
Müslümanca yaşayıp Rıza-i ilahiyi kazanmak varken ….
Koca koca cennet yolları ,inşirah kapıları dururken,
kertenkele deliğine girmeyi nerden öğrendik biz …???
..
Hayır; (Ey insanlar!)
Sizler şu kısa süreli dünyayı seviyorsunuz da, ahireti bırakıyorsunuz…
(Kıyame 20-21.ayet)
Takvimler tükenirken…